29 Mayıs 2013 Çarşamba
OTURDUĞUMUZ YERDEN
Uzun bir aradan sonra tekrar yazma isteğimi getiren konu sosyal medya.
Hepimizin çeşitli sosyal medya araçlarında hesaplarımız var. Kimimiz oldukça aktif kullanıcı kimi ise sadece takipçi olarak bulunuyor. Son zamanlar da benim ilgimi fazlasıyla çeken husus ise gündeme gelen her konuda tepkimizi tweet atarak , facebook da paylaşarak gösteriyor olmamız. Ülke gündemi bazı politik sebeplerle dinamik tutuluyor, siyasilerin kasıtlı olarak empoze ettiği bu durumu ise maalesef halkımız tarafından kolayca yutuluyor. Daha da kötüsü lafa gelince hiç kimse mangalda kül bırakmıyor. Sosyal medya alkol yasağı konusunda şöyle yıkıldı ,Gezi parkının yıkımı konusunda böyle sarsıldı, tiyatrolar kapanmasın trendtopic oldu. Eeee yıkıldı da ne oldu, olacak olanı engelledi mi? Hepimiz oturduğumuz yerden ona dur demek lazım buna tepki göstermek lazım diye atıp tutuyoruz. Bir kaç kişi bile olsa bir araya gelip protesto etti mi, yada imza toplayıp gerekli mercilere iletti mi.
Bu davranış biçimi sadece politik gündem ile ilgili değil . kan aranıyor tweet at , kayıp aranıyor tweet at, yardım lazım tweet at. Evet bazı bilgileri haberleri yaymak için çok pratik yollar bunlar. Ancak unuttuğumuz şey sadece sosyal medya da paylaşarak kimsenin kimseye faydası olmaz.
Harekete geçmeden bilgisayar başından kalkıp kan vermeye gitmeden yada konu neyse bir adım atmadan hiç bir işe yaramadığımız.
Bunun nedeni tembellik mi apolitik insanlar olmamız mı, yada aman etliye sütlüye karışmayalım zihniyeti mi bilmiyorum. Ancak bilmemiz gereken bir şey var oda biz sosyal medyayı
yıkarken birilerinin hedefine adım adım yaklaştığı. Çünkü çok net bir gerçek var ki tıklanma rekoru kırarak, internette imza toplayarak, bir şeyleri değiştirebileceğini sananlar varsa çok yanılıyorlar.
Diyebilirsiniz ki özellikle resmi karar mercilerini ilgilendiren konular da harekete geçsek ne olacak, onlar yine bildiğini okuyacak. Çoğunluk böyle istiyor, elden birşey gelmez vs. Hiç şüphe yoktu ki hiçbir savaş mücadele etmeden kazanılmaz. Hayata sadece seyirci olmak için geldiyseniz diyecek sözüm yok. O zaman başınıza gelenler yada size dayatılan herşeye kayıtsız riayet edersiniz. Ama hayatın içine akıp gidişatı değiştirme gücünü kendinizde görüyorsanız oturduğunuz yerden kalkın ve küçücük de olsa bir adım atın. Ancak hepimiz o küçük adımı atarsak uzun yollar katedebiliriz.
Unutmayın oturarak başarıya ulaşan tek varlık tavuklardır.
Sevgilerimle................
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)