TAHAMMÜLSÜZÜZ.............
Neden insanlar başkalarının fikirlerini anlamaya çalışmak ,sorgulamak yerine direkt yargılamak üzerine programlanmış gibi hareket ediyor çok merak etmekteyim. İlla bir tarafı seçmeliyiz,illa seçtiğimiz tarafı savunmalıyız, illa ötekini tu kaka ilan etmeliyiz. Dualite denen şey sadece hayattaki sıfatlardan ,tanımlamalardan oluşmuyor.Güzel -çirkin, iyi-kötü , cömert-cimri bunlar gerçekten varolmayan kavramlar olduğu gibi birde üstüne karşı tarafta gördüğümüzü eleştirmek, reddetmek, suçlamak,yanlış saymak için can atıyoruz. Kim daha güzel, kim daha cömert, kim daha inançlı kim daha hain nereden bilebiliriz ki.Ayrıca kime göre neye göre daha güzel daha inançlı daha dürüst daha iyiyiz.
Aslında yazmak istediğim bu dualitenin artık kavramlardan çıkıp hayatın içinde tüm kesimlerde varolduğu, sporda ,sanatta ,politikada ,mahallede,şirkette, insanın olduğu her yerde bu ayrımcılık bir şekilde pompalanıyor.Güncel olduğu kadar köklü bir o kadar da trajik laik ve dindar kesimin birbirine tahammülsüzlüğüne karşı artık ne düşüneceğimi ne hissedeceğimi şaşırmış durumdayım.Nasıl bu duruma getirildik, ne zaman uçurumlar bu denli büyüdü bilmiyorum. Ama bildiğim birşey var ki bu durum birilerinin ekmeğine yağ sürmekten başka hiçbir amaca hizmet etmiyor.En çağdaş en popüler yazarlar politik kimlikleri eleştirmek için bütün dindarları yobaz ilan etmekten çekinmiyorlar.Ya da dualitenin diğer tarafı olanlar , çağdaş ve laik kesimi dinsizlikle suçlarken bir dakika tereddüt etmiyorlar. Sepetin içindeki bir çürük elmayı gören bütün sepeti çürük ilan ediyor.
Benim hayat görüşüm ,benim din anlayışım , benim öğretilerim bana diyor ki, uzaklaşma yakınlaş,yargılama anla, reddetme saygı duy. Üstelik toplumun önde gelenleri ,yazarları,aydınları halkı bir sözüyle bir hareketiyle yönlendirebilen insanların bu konuda çok daha hassas olmaları gerekmiyor mu? Taraf yaratmak yerine ,birleştirici, reddetmek yerine uzlaştırıcı bir rol oynamaları gerekmiyor mu? Tansiyonun yükselten değil ortamı yumuşatan olmaları gerekmiyor mu? Ancak burada da yine popüler olma uğruna , temsil ettikleri kesime yaranmak uğruna, insanlıktan çıkmış ,kendini kaybetmiş liderler,yazarlar,aydınlar var sahnede.
Öteki olana tahammül edememek gibi bir durumumuz var artık. Nerede dinimizin emrettiği hoşgörü,saygı,ve anlayış, nerede medeniyetin ,çağdaşlığın getirdiği saygı ve anlayış.Din inancı olan yobaz ,cumhuriyetçi olan dinsiz bu mudur yani.Bu kadar keskin bir çizgiyle ayrışmak mümkün müdür? Bütün gün sosyal medya denen mecrada herkes temsil ettiği inanışın doğru olduğunu ispatlamak için yada karşı tarafı suçlamak için yazıyor da yazıyor,paylaşıyor da paylaşıyor.Yazılanlara bakarsak dinci kesimin hepsi tecavüzcü,hepsi çocuk taciz ediyor,hepsi hırsız,hepsi vatan haini hepsi şeriat istiyor vs.. diğer taraftan laik kesim ise bu gece barda gönlüm hovarda,her zaman sarhoş dolaşıyor,yer gök günah kazanı,oruç tutmaz abdest almaz vs.
Kimse güzel ahlakın ne olduğunu konuşmuyor,kimse iyi insan olmanın gerektirdiklerini konuşmuyor.Tüm toplum bulunduğu sepetteki çürük elma yerine konuyor. Herkes sepette ki çürük elmayı bulup onu islah etmeyi denese çok daha iyi olmaz mı? Bütün elmalar armutlar çilekler bir sepette olsa olmaz mı? Nedir bu tahammülsüzlük. Nedir bu çekişme isteği.Kimsenin huzur istediği yok bu topraklarda ,herkes yenme alt etme haklı çıkma derdinde. Bu oyunun kazananı yok arkadaşlar bunu artık herkesin görmesi ve sağduyulu
davranması gerekiyor. Herkesin kazandığı tek yol, tahammül ve hoşgörü,birlikte yaşamanın yegane yolu bu.
Sevgiyle ve hoşgörüyle kalın........